23 Aralık 2015 Çarşamba

Televizyon izleme alışkanlıkları üzerine 2 araştırma




Ericcson Tüketici Laboratuvarı televizyon tüketim alışkanlıklarıyla ilgili tüm zamanların en kapsamlı saha araştırmasını gerçekleştirdi.

40 farklı ülkede, nüfusu 10 milyonun üzerindeki nüfusa sahip 15 şehirde 100.000 katılımcıyla gerçekleştirilen araştırma 1.1 milyar kişinin televizyon eğilimini gözler önüne seriyor.

Araştırma anket formu doldurarak değil, doğrudan televizyon izleme platformlarından izleme ölçümleri yaparak gerçekleştirildiği için önemli. (Zira soru cevap şeklindeki araştırmalarda genel olarak katılımcıların internetten tv izleme alışkanlıklarını bir miktar abarttığı biliniyor)

Sözkonusu araştırmaya göre;

Gençlerin %10'u sadece talebe bağlı (on demand) formatta televizyon izlerken,
60 yaş üzerinde ise %10 oranında ise yayın akışına bağlı (linear) televizyon izleniyor.

Katılımcıların %61'i televizyon içeriğini mobil cihazlardan izliyor.

Katılımcıların %42'si yer ve zaman sınırlaması olmaksızın televizyon izleyebilmeyi önemsiyor.

Katılımcıların %41'i her gün mutlaka youtube'da içerik izliyor. (yetişkinler öğretici videoları, gençler oyun ile ilgili içerikleri tercih ediyorlar)

Talebe bağlı izlemede ise sıralama;

ABD'de sıralama 1) Youtube 2) Netflix

İngiltere'de ise 1) Youtube 2) BBC iPlayer 3) ITV Player

şeklinde.

Araştırmaya katılanlar haftada ortalama 6 saat internetten içerik izliyorlar. (halbuki 2011'de yapılan bir tahmin bu sürenin 2.9 saat olacağını öngörüyordu)

İzleme Maratonu'nun (Binge Watching - u.d. notu: bir oturuşta ortalama 2-6 bölüm tv içeriğini birden izleme anlamına geliyor) günlük izleme içindeki oranı %50 iken, haftalık olarak ölçüldüğünde %87'ye yükseliyor.

İzleyicinin en büyük şikayeti ise tahmin edileceği gibi çok fazla içerik arasından seçim yapmanın güçlüğü.

Kısacası her şeye rağmen televizyonun popülaritesi hala güçlü bir şekilde hissediliyor...

PWC'nin yaptığı ikinci araştırma ise yeni tv mecralarının büyüklüklerini ve gelişme hızlarını ölçmeye yönelik. Araştırma sonuçlarına göre;

OTT (Over The Top Content - u.d. notu: Hulu, Netflix vb. internet üzerinden izleme servisi veren platformlar) en hızlı gelişen segment.

Buna rağmen OTT'nin genel pazar içindeki payının halen oldukça mütevazi olduğu görülüyor. (2014 yılında toplam televizyon abonelikleri büyüklüğü 205 milyar USD iken OTT aboneliklerinin büyüklüğü sadece 8 Milyar USD olarak gerçekleşti)

Araştırmada televizyon ve sosyal medya ilişkisi de (Twitter özelinde) mercek altına alınmış. 

Hemen hemen tüm programların kendine ait etiketleri (hash tag) leri var.

Yapılan ölçümlere göre televizyon içeriğinin sosyal medya ile aktif entegrasyonu yayın akışına bağlı (linear) izleme oranını %21 arttırırken, zaman kaydırmalı (time shifted) izlemeyi %16 oranında arttırıyor.

Araştırmada ayrıca tüm yaş gruplarında sosyal medyayı aktif olarak kullanan programların reklam gelirlerini %30 oranında arttırdığı ölçülmüş.




   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder