26 Eylül 2013 Perşembe

Önce vizyon sonra festival




Eylül ayında önce Türkiye'nin Oscar adayını belirledik, arkasından Adana Film Festivali yapıldı, geçtiğimiz hafta ise Antalya Film Festivali'nin ulusal yarışma filmleri açıklandı.

Uzatma Dakikaları olarak her üç seçimde de özellikle vizyon meselesi ile ilgili olarak kafa karışıklıkları olduğunu düşünüyoruz.

Adana Film Festivali'nin ana yarışmasında ise daha önce vizyona girmiş üç film yer aldı. (Çanakkale Yolun Sonu, Eve Dönüş Sarıkamış ve Jin). Adana Film Festivali'nin ulusal yarışmada premiere şartı aramaması anlaşılabilir bir durumdur. Ancak her ne kadar festivalin yönetmeliğine aykırı olmasa da bu seviyedeki festivallerin gösterime girmiş filmleri ana yarışmaya almasının ne festivale ne de sektöre fayda sağlamayacağını düşünüyoruz. 

Geçtiğimiz hafta ise bu kez Antalya Film Festivali'nin Ulusal Yarışma Filmleri açıklandı. Bilindiği gibi Antalya'nin yarışmasında filmlerin premiere olması şartı aranıyor. Ancak ana yarışma için seçilen filmlerden biri (Meryem) geçtiğimiz hafta sonu vizyona girdi. Dolayısıyla merak ettiğimiz; premiere şartı ana yarışmanın açıklandığı tarih itibariyle mi geçerli oluyor (ki mantıksız)? Yoksa premiere'den kasıt festival premiere'i olması mı (ki manasız)?

Oscar seçimlerinde ise bunun tam tersi bir durum yaşadık. Bir filmin yabancı film kategoriside oscar adayı olabilmesi için 1 Ekim'e kadar en az 1 hafta süreyle gösterimde kalması gerekiyor. Normalde bizde oscar adayı filmler  ekim ayında yapılan bir oylama ile seçilirdi. Bu yıl ise 'geç kalıyoruz' gerekçesiyle oylama eylül'ün başında yapıldı. Ancak tuhaftır ki başvuruda bulunan 6 filmin 3 tanesi oylamanın yapıldığı tarih itibariyle henüz vizyona girmemişti. Sözkonusu filmler oscar için seçildikleri takdirde vizyona gireceklerini beyan ettiler. Bu pratikte mümkün elbette, ancak bu filmlerin başvurularının kabul edilmesi anlaşılır bir durum değil. Nitekim oscar komitemiz de bu durumu anlamış olmalı ki vizyona girmemiş olan filmlerin başvurusunu kabul etse de oylamada değerlendirme dışı bırakmış. Zararın neresinden dönülse kardır diyelim.

Velhasıl bu vizyon meselesi iyice arapsaçına dönmüş durumda.
 




2014 Yabancı Film Oscar Adayları


1 Ocak öncesinde ülkeler Oscar adaylarını açıklamaya başladı. Son durum şöyle (ülke - filmin adı- yönetmeni - yıl içinde katıldığı festivaller ve aldığı ödüller)

Avustralya: The Rocket, Kim Mordaunt (Berlinale Kristal Ayı Generation Kplus ve Tribeca F.F)
Avusturya: Die Wand (The Wall), Julian Pölsler (Berlinale12)
Bangladeş: Television, Mostofa Sarwar Farooki
Belçika: The Broken Circle Breakdown, Felix van Groeningen (Berlinale)
Bosna Hersek: An Episode in the Life of an Iron Picker, Danis Tanović (Berlinale Büyük Jüri Ödülü)
Brezilya: Neighbouring Sounds, Kleber Mendonça Filho (Roterdam 2012)
Bulgaristan: The Color of the Chameleon, Emil Hristov (Stokholm, Selanik, Toronto FF)
Kanada: Gabrielle, Louise Archambault (Locarno Seyirci Ödülü)
Şili: Gloria, Sebastián Lelio (Berlinale)
Kolombiya: La Playa DC, Juan Andrés Arango Garcia (Cannes 2012 Un Certain Regard)
Hırvatistan: Halima's Path, Arsen A. Ostojic (2012 Talin ve Pula)
Çek Cum: Burning Bush, Agnieszka Holland
Dominik Cum: Who's the Boss, Ronny Castillo
Fas: Horses of God, Nabil Ayouch (Cannes 2012)
Filipinler: Transit, Hannah Espia
Finlandiya: The Disciple, Ulrika Bengts (Montreal World FF)
Fransa: Renoir, Gilles Bourdos (Cannes 2012 Un Certain Regard)
Gürcistan: In Bloom, Nana Ekvtimishvili and Simon Groß (Saraybosna en iyi film, Berlinale
Almanya: Zwei Leben (Two Lives), Judith Kaufmann ve Georg Maas
Yunanistan: Boy Eating The Bird's Foodö Ektoras Lygtizos. (Karlovy Vary)
Hong Kong: The Grandmaster, Kar Wai Wong (Berlinale)
Macaristan: The Notebook, János Szász, (Karlovy Vary - Kristal Küre)
İzlanda: Of Horses and Men, Benedikt Erlingsson (San Sebastian)
Hindistan: The Good Road, Gyan Correa
İtalya: The Great Beauty, Paolo Sorrentino (Cannes)
Japonya: The Great Passage, Yûya Ishii
Karadağ: Bad Destiny, Draško Đurović (Saraybosna)
Letonya: Mother, I Love You, Janis Nords (Berlinale Generation Kplus Büyük Ödül)
Lübnan: Ghadi, Amin Dora
Lüksemburg: Blind Spot, Christophe Wagner
Meksika: Heli, Amat Escalante (Cannes)
Nepal: Soongava: Dance of the Orchids, Subarna Thapa (Montreal)
Hollanda: Borgman, Alex van Warmerdam (Cannes)
Y.Zelanda: White Lies, Dana Rotberg
Norveç: I Am Yours, Iram Haq
Pakistan: Zinda Bhaag, Meenu Gaur ve Farjad Nabi
Polonya: Walesa. Man of Hope, Andrzej Wajda (Biennale)
Portekiz: Lines of Wellington, Valeria Sarmiento (Biennale 2012)
Romanya: Child's Pose, Călin Peter Netzer, (Berlinale Altın Ayı)
Rusya: Stalingrad, Fedor Bondarchuk
Suudi Arabistan: Wadjda, Haifaa Al-Mansour (Venedik ve Roterdam)
Sırbistan: Circles, Srdan Golubović (Berlinale ve Sundance)
Singapur: Ilo Ilo, Anthony Chen (Camera d'Or Cannes)
Slovakya: My Dog Killer, Mira Fornay (Roterdam - En İyi Film)
Slovenya: Class Enemy, Rok Bicek (Venedik Eleştirmenler Haftası)
Tayvan: Soul, Mong-Hong ChungTayland: Countdown, Nattawut Poonpiriya
Türkiye: Kelebeğin Rüyası, Yılmaz Erdoğan
Ukrayna: Paradjanov, Serge Avedikian ve Olena Fetisova (Karlovy Vary)
Venezüela: Breach in the Silence, Luis and Andrés Rodríguez
G.Afrika: Four Corners, Ian Gabriel
G.Kore: Juvenile Offender, Yi-kwan Kang (Tokyo IFF)
İngiltere: Metro Manila, Sean Ellis (Sundance FF)
İspanya: 15 Years and One Day, Gracia Querejeta
İsveç: Eat Sleep Die, Gabriella Pichler (Biennale12)
İsviçre: More Than Honey, Markus Imhoof (belgesel) (Viennale)

10 Eylül 2013 Salı

Seyirci profili araştırması: İngiltere

İngiltere'de 2013 yılı başında sinema izleyicileri arasında yapılan araştırmanın sonuçları yayınlandı. Buna göre ortaya çıkan dört grubun özellikleri şöyle: 

10% - Sadece gişe filmi seyreden grup:
  • Tüm araştırmaya katılanların 10%'unu teşkil ediyorlar
  • 56%'sı kadın
  • Ortalama yaş 39.2 - en genç yaş grubu
  • Oyun konsolu ve yoğun teknoloji kullanan bir grup
  • Komedi ve romantik komedi türü filmleri tercih ediyorlar
  • Büyük oranda korsan film de seyrediyorlar
  • Sinemaya gitmenin pahalı olduğunu düşünüyorlar
  • Çok televizyon seyrediyorlar
59% - Genelde gişe filmi seyreden grup:
  • Katılımcıların 59%'u — araştırmadaki en büyük grup
  • 53%'ü kadın
  • Ortalama yaş 39.6 — sayıya çoğunluk 16-24 yaş aralığında
  • Oyun konsolu ve yoğun teknoloji kullanan bir grup
  • Komedi ve romantik komedi türü filmleri tercih ediyorlar
  • DVD satın alıyorlar
  • Yoğun olarak Facebook ve YouTube kullanıyorlar
29% - Çoğunlukla bağımsız filmleri tercih eden grup:
  • Katılımcıların 29%'u — ikinci en büyük grup
  • 52%'si erkek
  • Ortalama yaş 44.5
  • En çok sinemaya giden grup olma özelliğinde
  • En çok dvd satın alan grup
  • Filmleri genelde online seyrediyorlar
  • Filmleri genelde bilgisayarda seyrediyorlar
    En yoğun twitter kullanan grup
2% - Sadece bağımsız film seyreden grup:
  • Katılımcıların 2%'si — en küçük grup
  • 55%'i erkek
  • Ortalama yaş 54.2 — en yaşlı kesim
  • Dram veya yabancı dildeki filmleri tercih ediyorlar
  • En az dvd satın alan kesim
  • En az korsan tercih eden kesim
  • En az Facebook kullanan grup

    Uzatma Dakikaları ülkemizde de benzeri bir araştırmanın mutlaka ve acilen yapılması gerektiğini düşünüyor. Türkiye'de filmlerin dağıtım maliyetini yapımcılar üstlendiği için  bizce bu araştırmayı yapmak da en çok yapımcılara düşer. Bu tip bir araştırma ile elde edilen veriler dağıtım masraflarının daha verimli kullanılmasına yardımcı olacaktır.

    Yapımcı meslek birliklerine duyurulur.


1 Eylül 2013 Pazar

Cinelink forum 2013


Bu yıl Saraybosna Film Festivali'nin endüstri bölümü olan Cinelink kapsamında organize edilen SEE Forum'un (Güneydoğu Avrupa Bölgesel Forum)  beşincisi yapıldı. Bu 3 günlük forum sırasında bölgedeki yapımcı, festival ve fonların yaşadığı sorunlar ve çözüm yolları tartışıldı.

Son dönemde bu bölgede yaşanan sorunların en önde geleni kuşkusuz ortak yapımlarda ülkeler arası karşılıklılık prensibinin bozulması. Ekonomik olarak nispeten daha iyi durumda olan Hırvatistan ve Slovenya'nın destek verdiği Bosna Hersek, Sırbistan ve Makedonya'dan projelere karşılık olarak kendi projeleri için bu ülkelerden yeterli mali destek alamaması sonucu son yıllarda bir cari dengesizlik oluşmuş durumda. Bu sorunun bir şekilde giderilmemesi durumunda bölgedeki ortak yapımlarda önümüzdeki dönemde problemler yaşanması kaçınılmaz görünüyor. 

Bu durum Eurimages nezdinde de sorun yaratıyor. Bilindiği gibi Avrupa Çok Taraflı Ortak Yapım Konvansiyonu uyarınca Eurimages da ortak yapımlarda minimum ortalık payı olaak %10 şartını arıyor. Ancak; örneğin Hırvatistan'dan Eurimages'a basvuran 1.000.000 Euro bütçeli bir Hırvatistan - Almanya - Sırbistan projesinde Sırbistan'daki yapımcı %10 duvarına tosluyor. Çünkü Sırbistan'dan toplam bütçenin %10'u olan 100.000 Euro'yu fonlaması pek de mümkün değil. Çoğunda ekonomik sıkıntılar olan bölge ülkelerinde yabancı projelere verilen destekler 40- 50 bin Euro'yu aşmıyor. Bu durumda da bölgede ortak yapım gerçekleştirmeye çalışılan projelerin Eurimages ayağı da sorunlu hale gelmiş oluyor.

Forum sırasında bölge ülkelerinin film komisyonlarının ortak fonlamasıyla faaliyet gösterecek ve bölgedeki işbirliğini destekleyecek bir sinema fonunun kurulması fikri de konuşulmaya başlandı. Önümüzdeki dönemde bunun nasıl bir yol aldığını göreceğiz.

Türkiye ise başka denizlerde yüzüyor. Ülke olarak bölgeye olan ilgimiz sadece eski Osmanlı coğrafyasını tanıtıp gururlandıran paket turlar ve mal satıp para kazanmaya yönelik ticaret ile sınırlı gibi görünüyor. Halbuki tıpkı Uzakdoğu ve İskandinavya  marketlerinde olduğu gibi bu bölge ülkelerinde aradaki kültürel bağların da yardımıyla sinema alanında birçok ekonomik ve endüstriyel ortak model oluşturulabilir. Türkiye'nin Osmanlı yapılarını restore etmekle sınırlı görünen kültürel faaliyetlerini genişleterek sinema alanında daha aktif bir rol alması gerektiğini düşünüyoruz.

Özellikle meslek birliklerinin uğraşısı sonucu karşılıklılık prensibi yeni 5224 sayılı destek yasasına eklendi. Ancak bu yasa henüz kabul edilip yürürlüğe girmediği için bizde mevcut yasayla zaten hiçbir yabancı projeye destek olunması kanunen mümkün değil. Bu ahval ve şeraitte de ortak yapımlarımız için adres Fransa ve Almanya ile sınırlı kalmaya devam edecek. Ta ki onlar da  "e yeter artık!" diyene kadar.

Bizden söylemesi. Uzatma Dakikaları'nda okumuştum dersiniz...